Derived from Ottoman Turkish قالبور اوستنه گلمك (kalbur üstüne gelmek, literally “to stay at the top of the sieve”)[1] (whence also قالبور اوستنه گلن (kalbur üstüne gelen, literally “what stays at the top of the sieve”))[2] equivalent to kalbur (“sieve, screen”) + üst (“top, upper”) + -ü (“possessive suffix”).
kalburüstü
present tense | ||||
---|---|---|---|---|
positive, declarative |
positive, interrogative |
negative, declarative |
negative, interrogative | |
ben (I am) | kalburüstüyüm | kalburüstü müyüm? | kalburüstü değilim | kalburüstü değil miyim? |
sen (you are) | kalburüstüsün | kalburüstü müsün? | kalburüstü değilsin | kalburüstü değil misin? |
o (he/she/it is) | kalburüstü / kalburüstüdür | kalburüstü mü? | kalburüstü değil | kalburüstü değil mi? |
biz (we are) | kalburüstüyüz | kalburüstü müyüz? | kalburüstü değiliz | kalburüstü değil miyiz? |
siz (you are) | kalburüstüsünüz | kalburüstü müsünüz? | kalburüstü değilsiniz | kalburüstü değil misiniz? |
onlar (they are) | kalburüstü(ler) | kalburüstü(ler) mi? | kalburüstü değil(ler) | kalburüstü değiller mi? |
past tense | ||||
positive, declarative |
positive, interrogative |
negative, declarative |
negative, interrogative | |
ben (I was) | kalburüstüydüm | kalburüstü müydüm? | kalburüstü değildim | kalburüstü değil miydim? |
sen (you were) | kalburüstüydün | kalburüstü müydün? | kalburüstü değildin | kalburüstü değil miydin? |
o (he/she/it was) | kalburüstüydü | kalburüstü müydü? | kalburüstü değildi | kalburüstü değil miydi? |
biz (we were) | kalburüstüydük | kalburüstü müydük? | kalburüstü değildik | kalburüstü değil miydik? |
siz (you were) | kalburüstüydünüz | kalburüstü müydünüz? | kalburüstü değildiniz | kalburüstü değil miydiniz? |
onlar (they were) | kalburüstüydüler | kalburüstü müydüler? | kalburüstü değildi(ler) / değillerdi | kalburüstü değil miydiler? |
indirect past | ||||
positive, declarative |
positive, interrogative |
negative, declarative |
negative, interrogative | |
ben (I was) | kalburüstüymüşüm | kalburüstü müymüşüm? | kalburüstü değilmişim | kalburüstü değil miymişim? |
sen (you were) | kalburüstüymüşsün | kalburüstü müymüşsün? | kalburüstü değilmişsin | kalburüstü değil miymişsin? |
o (he/she/it was) | kalburüstüymüş | kalburüstü müymüş? | kalburüstü değilmiş | kalburüstü değil miymiş? |
biz (we were) | kalburüstüymüşüz | kalburüstü müymüşüz? | kalburüstü değilmişiz | kalburüstü değil miymişiz? |
siz (you were) | kalburüstüymüşsünüz | kalburüstü müymüşsünüz? | kalburüstü değilmişsiniz | kalburüstü değil miymişsiniz? |
onlar (they were) | kalburüstüymüşler | kalburüstü müymüşler? | kalburüstü değilmiş(ler) / değillermiş | kalburüstü değil miymişler? |
conditional | ||||
positive, declarative |
positive, interrogative |
negative, declarative |
negative, interrogative | |
ben (if I) | kalburüstüysem | kalburüstü müysem? | kalburüstü değilsem | kalburüstü değil miysem? |
sen (if you) | kalburüstüysen | kalburüstü müysen? | kalburüstü değilsen | kalburüstü değil miysen? |
o (if he/she/it) | kalburüstüyse | kalburüstü müyse? | kalburüstü değilse | kalburüstü değil miyse? |
biz (if we) | kalburüstüysek | kalburüstü müysek? | kalburüstü değilsek | kalburüstü değil miysek? |
siz (if you) | kalburüstüyseniz | kalburüstü müyseniz? | kalburüstü değilseniz | kalburüstü değil miyseniz? |
onlar (if they) | kalburüstüyseler | kalburüstü müyseler? | kalburüstü değilseler / değillerse | kalburüstü değil miyseler? |