lak (belirtme hâli lağı, çoğulu laklar) [1] uzunca ve dolaşık havuz [2] (halk ağzı) kayısı kurusu KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca...
lak lak etmek lak lak etmek [1] Karşılıklı olarak oradan buradan, havadan sudan, gelişigüzel konuşmak. Köyyar, Mehmet. Resimli Deyimler Sözlüğü....
lak sürücü (belirtme hâli lak sürücüyü, çoğulu lak sürücüler) [1] Baskı işlerinde kullanılacak olan şablonların basılmayacak kısımlarına fırça ile lak...
laka (belirtme hâli lakayı, çoğulu lakalar) [1] Yol üzerinde oluşan çukur [2] Lak [1] İtalyanca lacca (it) laka [1] (anatomi) ağız...
Heceleme: la‧kin lakin ama Halis bir şiir fena okunabilir, lakin sahte bir şiir iyi okunamaz. - Y. K. Beyatlı ancak Türk Dil Kurumuna göre "lakin" maddesi Arapça...
Laka (belirtme hâli Laka'yı) [1] (köyler) İzmir ili Bornova ilçesine bağlı bir köy. Vikipedi'de Laka, Bornova...
IPA(anahtar): laɣɯm Arapça lağım (belirtme hâli lağımı, çoğulu lağımlar) bir yerleşim merkezinde pis suların akıp gitmesi için yer altında açılmış kanal...
lağım döşemi (belirtme hâli lağım döşemini, çoğulu lağım döşemleri) kanalizasyon çeviriler Türk Dil Kurumuna göre "lağım döşemi" maddesi...