helâl (karşılaştırma daha helâl, üstünlük en helâl) İslâm dininin kurallarına aykırı olmayan Nikâhlı eş Kurallara, geleneklere uygun (olarak) Arapça هلال...
çeviriler helal (belirtme hâli helalı, çoğulu helallar) [1] (mecaz) Nikahlı eş helal [1] Kurallara ve geleneklere uygun olarak helal [1] helal [1] Arapça...
helâl etmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi helâl eder) [1] Tanrı'yı tanık tutarak (bir şeyi) bağışlamak Türk Dil Kurumuna göre "helâl etmek" maddesi...
hakkını helal etmemek [1] Hakkını, emeğini bağışlamamak. [1] "...oğlumun hatırına dokunursan hakkımı helal etmem sana."...
hakkını helal etmek hakkını helal etmek [1] Verdiği emeği, hakkı, payı içtenlikle bağışta bulunmak. Köyyar, Mehmet. Resimli Deyimler Sözlüğü....
Helal kazanç ile pilav yenmez Helal kazanç ile pilav yenmez [1] Doğrulukla ve ahlâkla elde edilen kazanç, insanı kısa yoldan zengin etmeye yetmez....
Helale cömertlik olmaz Helale cömertlik olmaz [1] Karı kocasının, koca karısının başkasıyla senli benli olmasına, düşüp kalkmasına göz yummamalıdır. Aksoy...
helâllik (belirtme hâli helâlliği, çoğulu helâllikler) [1] Nikâhlı eş [2] Helâl olan şey Türk Dil Kurumuna göre "helâllik" maddesi...