Merhaba, buraya
Bewusstsein kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da
Bewusstsein kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve
Bewusstsein kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz.
Bewusstsein kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada.
Bewusstsein kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.
Almanca
Ad
Bewusstsein n (tamlayan hâli Bewusstseins, çoğulu e)
- (felsefe) şuur
- (manevî) akıl, bilinirlik, farkındalık, inanç
- (tıp) şuur
- (ahlâk) şuur
Söyleniş
- IPA(anahtar): bəˈvʊstzaɪ̯n
Eskimiş yazılışlar
- Bewußtsein
Heceleme
- Heceleme: Be‧wusst‧sein, çoğulu Heceleme: Be‧wusst‧sei‧ne
Karşıt anlamlılar
- Unbewusstsein, Unbewusstheit
- Narkose, Schlaf
Üst kavramlar
- Erkenntnistheorie
- Erkenntnis
- Geisteszustand
- Charakter
Alt kavramlar
- Denken, Wahrnehmung
- Selbstbewusstsein
- Unterbewusstsein
- Nachdenken
Örnekler
- Nun ist aber das Bewußtsein Träger des Denkens. Wollte das Denken ein Nicht-Bewußtsein denken, entzöge es sich seine Grundlage.[1]
- Fakat şuur ise düşüncenin taşıyıcısıdir. Eğer düşünce bir şuursuzluğu düşünmek isteseydi, temelinden kendi kendini mahrum ederdi.
- Das Bewusstsein ist die Voraussetzung für intelligentes Leben nach der gängigen Definition.
- Şuur, yaygın olan tanımına göre zeki hayat için şarttır.
- Sie verließ ihn in dem Bewusstsein, dass er es nicht verkraften würde.
- Onu bunu kaldıramayacağı inancında bırakarak terk ettilerr.
- Er rief sich den Vorgang nochmals in sein Bewusstsein zurück.
- Olup biteni tekrar aklından geçirdi.
- „Dass ein im Bewusstsein dieser kriegserfüllten Zeit so sensibles Thema wie der Friede mit diesem Hinweis periodisiert wurde, machte aus seiner Biographie eine Größe sui generis.“[2]
- „Bu savaş dolu zamandaki farkındalıkta barış kadar hassas bir mevzu bu ima ile periyotlaştırılması, biyografisini şahsına münhasır yaptı.“
- Nach der Narkose erlangte er sein Bewusstsein nur langsam wieder zurück.
- Narkozdan sonra şuuru ancak yavaşça geri geldi.
- Zum Bewusstsein kommen heißt: ein Gewissen bekommen, heißt wissen, was gut und böse ist.[3]
- Şuurda olmak demek, vicdana sahip olmak, iyi ve kötünün ne olduğunu bilmek demektir.
- Das gesellschaftliche Bewusstsein ändert sich im Laufe der Zeit.
- Sosyal şuur zamanla değişir.
- Bewusstsein gibt es seiner Natur nach nur in der Einzahl. Ich möchte sagen: die Gesamtzahl aller »Bewusstheiten« ist immer bloß »eins«.[4]
- Şuur, tabiatı icabı tekildir. Demek istediğim şudur ki bütün »bilinçler«in toplamı her zaman sadece »bir«dir.
Deyimler
- jemandem zu Bewusstsein kommen
Sözcük birliktelikleri
- das eigene Bewusstsein
- ins Bewusstsein rufen
- wieder zu Bewusstsein kommen, das Bewusstsein verlieren
- geschichtliches Bewusstsein, historisches Bewusstsein, soziales Bewusstsein, das Bewusstsein der Bevölkerung
Türetilmiş kavramlar
- bewusstseinserweiternd
Benzer sözcükler
- Bewusstheit
İlgili sözcükler
- Intelligenz
- Erinnerung
- Klarheit, Wachheit
- Überzeugung
Köken
- Almanca bewusst (de) kelimesinden Martin Luther tarafından türetilmiştir.[5]
Kaynakça
- ↑ Friedrich Seibold philosophia-online.de
- ↑ Pedro Barceló (2012). Kleine römische Geschichte, 70.
- ↑ Thomas Mann
- ↑ Erwin Schrödinger: Geist und Materie. Zsolnay Verlag, Wien 1986. ISBN 3-552-03810-8. 4. Kapitel, Seite 90.
- ↑ Friedrich Kluge, Elmar Seebold tarafından hazırlanmış „Etymologisches Wörterbuch der deutschen Sprache“ (Almancanın etimolojik sözlüğü). 24. gözden geçirilmiş ve genişletilmiş baskısı. Walter de Gruyter, Berlin/New York 2001, ISBN 978-3-11-017473-1, DNB 965096742, kelime: „Bewusstsein“