deadlock

Merhaba, buraya deadlock kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da deadlock kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve deadlock kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz. deadlock kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada. deadlock kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.
Ayrıca bakınız: Deadlock

Türkçe

Köken

İngilizce deadlock

Söyleniş

deadlock (belirtme hâli deadlocku, çoğulu deadlocklar)

  1. (bilişim) kilitlenme

Çekimleme

Türetilmiş kavramlar

Çeviriler

Ek okumalar

Çekçe

deadlock e

  1. (bilişim) deadlock

Eş anlamlılar

Ek okumalar

İngilizce

Köken

dead + lock.

Söyleniş

deadlock (sayılabilen ve sayılamayan, çoğulu deadlocks)

  1. çıkmaz
    The negotiation ended in deadlock, with neither party willing to compromise on the price. — Müzakere çıkmaza girince taraflardan hiçbiri fiyat konusunda uzlaşmaya yanaşmadı.
  2. (bilişim) deadlock, kilitlenme
    • If synchronization is always performed in least-first order with respect to object tags, then situations can never arise in which one thread has the synchronization lock for x while waiting for y and another has the lock for y while waiting for x. Instead, they will both obtain the locks in the same order, thus avoiding this form of deadlock. — Eşitleme, nesne etiketlerine göre her zaman en az birinci sırada tahakkuk ettirilirse bir iş parçacığının y'yi beklerken x için senkronizasyon kilidine sahip olduğu ve diğerinin x'i beklerken y için kilide sahip olduğu hâller asla ortaya çıkamaz. Bunun yerine her ikisi de kilitleri aynı sırada alacak ve böylece bu kilitlenme şeklinden kaçınacaklardır.[1]

Türetilmiş kavramlar

Ek okumalar

Eylem

deadlock (üçüncü tekil kişi geniş zaman deadlocks, şimdiki zaman deadlocking, geçmiş zaman ve yakın geçmiş zaman deadlocked)

  1. (geçişsiz) deadlock'a sebebiyet vermek veya ona yakalanmak.
    • Since we cannot solve this problem completely, it may sometimes be better to use explicit locks and risk deadlock if a thread exits unexpectedly. It may be better to have a deadlocked system than to have a corrupted system. — Bu meseleyi tam olarak çözemeyeceğimiz için, bazen açık kilitler kullanmak ve bir iş parçacığı beklenmedik bir şekilde çıkarsa kilitlenme riskini almak daha iyi olabilir. Kilitlenmemiş bir sisteme sahip olmak, bozuk bir sisteme sahip olmaktan daha iyi olabilir..[2]

Portekizce

Köken

İngilizce deadlock.

Söyleniş

deadlock e

  1. (bilişim) deadlock

Ek okumalar

  1. (2000) Concurrent Programming in Java (en), 88.
  2. (2004) Java Threads (en), 123.