get

Merhaba, buraya get kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da get kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve get kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz. get kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada. get kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.

İngilizce

Eylem

get

Dinle (ABD aksanı).

Söyleniş

(BK) IPA: /ɡɛt/, /ɡɪt/,

get

bir şey eline ulaşmak, almak, elde etmek
muzdarip olmak, sahip olmak, yakalanmak (hastalığa vb.)
getirmek
hazırlamak (yiyecek)
karşılaşmak, rastlamak (belirli bir yerde)
... ile seyahat etmek veya yakalamak (taşıt)
bir sonuca veya yanıta ulaşmak.
temas kurmak, ulaşmak
(kapıya veya telefona) bakmak.
(teklifsiz konuşma) kendini beğenmiş birine dikkat çekmek için söylenir.
edilgen yapı kurmaya yarar. -ılmak
birine bir şeyi yaptırmak (genellikle ikna ederek)
fırsatını yakalamak, imkanı elde etmek
binmek, girmek (bir taşıta, borca vs.)
bir yerden başka bir yere götürmek, transfer etmek
(have got) sahip olmak, iyelik. (bakınız have)
yumruk atmak ya da bir şey ile vurmak
(teklifsiz konuşma) cezalandırmak, yaralamak, öldürmek, görüşmek (hesaplaşmak)
(teklifsiz konuşma) hakkını elde etmek, payına düşeni almak
(teklifsiz konuşma) birini kızdırmak, çileden çıkartmak.
şaşırtmak, afallatmak
(teklifsiz konuşma) birini veya bahsi geçen konuyu anlamak
(') bir konuyu, bilgiyi çalışarak öğrenmek, anlamak.

Örnekler

I got a letter from him.
I got a sudden pain in my left eye.
Get another chair.
I will get the dinner.
For someone used to the tiny creatures we get in England it was something of a shock.
I got a taxi across to Bağdat Street.
You can get me home if you need me.
I'll get the door.
get her!
The girl got drowned.
They got her to sign the consent form.
He got to try out a few of these nice new cars.
She got into the car.
She had to get them away from the rocks.
You got me in the eye!
I'll get you for this.
I'll get mine, you'll get yours.
She had got me there: I could not answer.
What do you mean? I don't get it.

Eş anlamlılar

Karşıt anlamlılar

Köken

(Ana Hint-Avrupa dili): *gʰend- → (Proto-Cermence): *getaną → (Eski Norsça): geta → (Orta İngilizce): geten

get (çoğulu gets)

(') hayvan yavrusu
(teklifsiz konuşma) hoşa gitmeyen, işe yaramaz kişi

İsveççe

get g (belirtme hâli geten, çoğulu getter)

(boynuzlugiller) keçi