mahzur (belirtme hâli mahzuru, çoğulu mahzurlar) mahzur -ru [1] sakınca Artık söylemekte bir mahzur olmadığından gizlemek abes. - R. H. Karay [2] engel...
mahzur doğurmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi mahzur doğurur) [1] Engel ortaya çıkarmak, sakınca yaratmak Türk Dil Kurumuna göre "mahzur doğurmak"...
mahzur görmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi mahzur görür) Sakıncalı bulmak Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması...
çoğulu sakıncalar) [1] Çekinilmesi, dikkatli olunması gereken, sakınmayı gerektiren durum, mahzur Türk Dil Kurumuna göre "sakınca" maddesi çeviriler...
karanlık bölümleri tersine gösteren fotoğraf camı veya filmi, arap Bütün mahzuru, otuz altı film bitmeden negatifi çıkaramıyorsunuz. - H. Taner Fransızca...
zaman çekimi doğurabilir) doğurma ihtimali veya imkânı bulunmak Ne gibi mahzurlar doğurabileceğini görmemezlikten gelmek mümkün değildi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu...
(karşılaştırma daha namahrem, üstünlük en namahrem) el, yabancı evlenmelerinde kanunen mahzur olmayan mahrem Türk Dil Kurumuna göre "namahrem" maddesi...
ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz. bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap, beis Seçme ve aracılık işlevini yerine...
konularını inceleyen filozof veya bu konularla uğraşan kişi Ahlakçılar bu mahzurlarla cenkleşiyorlar. - H. R. Gürpınar çeviriler ahlakçı (karşılaştırma daha...