أن

Merhaba, buraya أن kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da أن kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve أن kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz. أن kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada. أن kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.
Ayrıca bakınız: ان, آن, إن, اَِنْ, -ان, ان-

Arapça

Köken 1

Söyleniş

Bağlaç

أن (أَنْ)

  1. Kesin sözlü ismin yerine bir fiil cümlesi ekler.
    eş anlamlısı: مَا()
    1. -a/-e, o; dilek kipli bir fiil sunar (genellikle mastar ekine karşılık gelir)
      سَيَنْتَخِبُ الشَّعْبُ رَئِيسًا جَدِيدًا بَعْدَ أَنْ يُكْتَبَ الدُّسْتُور. — Halk, yeni anayasa yazıldıktan sonra yeni bir başkan seçecek.
      أُرِيدُ أَنْ آكُلَ. — Yemek istiyorum.
      أُرِيدُ أَنْ يَأْكُلَ. — Onun yemesini istiyorum.
    2. o; geçmiş zamanda bir fiilden evvel gelir
      سَبَقَ أَنْ قُلْتُ لَكَ ذٰلِكَ — Onu sana söylemiştim.
  2. (edebî) rivâyet edilen bir konuşmadan evvel gelir
    • M.S. 609–632, Kur'an, 7:44
      وَنَادَىٰ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ أَصْحَابَ النَّارِ "أَن قَدْ وَجَدْنَا مَا وَعَدَنَا رَبُّنَا حَقًّا فَهَلْ وَجَدتُّم مَّا وَعَدَ رَبُّكُمْ حَقًّا؟" قَالُوا "نَعَمْ!" فَأَذَّنَ مُؤَذِّنٌ بَيْنَهُمْ "أَن لَّعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ!" – Cennetlikler, Cehennemliklere "Rabbimizin bize va'dettiğini hakikat bulduk. Siz de Rabbinizin va'd ettiğini hakikat buldunuz mu?" diye seslenirler. Onlar "Evet!" der. O zaman aralarında bir duyurucu "Allah'ın laneti zalimlere!" diye seslenir.
    • M.S. 609–632, Kur'an, 7:117
      وَأَوْحَيْنَا إِلَى مُوسَى أَنْ أَلْقِ عَصَاكَ – Biz de Musa'ya “Sen de ] asânı atıver!” diye vahyettik.
  3. أَنَّ(ʾenne)'nin bir şekli
    أَشْهَدُ أَنْ لَا إِلٰهَ إِلَّا ٱللّٰهُ. — Allah'tan başka ilah olmadığına şehâdet ederim.
    عَلِمْتُ أَنْ سَيُسَافِرُ زُهَيْرٌ — Zuheyr'in seyahat edeceğini biliyordum.
    • M.S. 609–632, Kur'an, 10:10
      وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ ٱلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلْعَالَمِينَ – Onların oradaki ] duaları: "Allah'ım, sen yücelerden yücesin";
Türetilmiş kavramlar

Köken 2

Söyleniş

Bağlaç

أن (أَنَّ)

  1. o (bir eşitlik cümlesini veya bir fiil cümlesini sunar)
    هَلْ تَعْلَمُ أَنَّنِي أَطْوَلُ مِنْكَ؟ — Senden boylu olduğumu bilir misin?
    أَعْرِفُ أَنَّ ٱبْنَكَ سَرَقَ سَيَّارَتِي. — Oğlunun otomobilimi çaldığını biliyorum.
Çekimleme
Farklı yazılışlar
Türetilmiş kavramlar

Köken 3

ء ن ن(ʾ-n-n)

Söyleniş

Eylem

أَنَّ (ʾenne) I, geniş zaman يَئِنُّ‎‎ (yeʾinnü)

  1. inlemek
    كُلَّمَا أَنَّ بِالْعِرَاقِ جَرِيحٌ / لَمَسَ الشَّرْقُ جَنْبَهُ فِي عُمَانِهِ
Çekimleme

أَنّ (ʾenne

  1. أَنَّ(ʾenne) fiilinin mastarı
Çekimleme

Kaynakça

  • Tropper, Josef (2003) , “Sekundäres wortanlautendes Alif im Arabischen”, Kogan, Leonid, editör, Studia Semitica (Orientalia: Papers of the Oriental Institute; III), Moskova, →ISBN.