فم
Merhaba, buraya فم kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da فم kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve فم kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz. فم kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada. فم kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.
Arapça
Köken
Söyleniş
Ad
فَمٌّ (femmün) e (tamlanan hâli فُو (fū) veya فَم (fem), çoğul أَفْوَاه (ʾefvāh), dişil فَمَان (femān) veya فَمَوَان (femevān) veya فَمَيَان (femeyān))
- ağızlık (puro veya sigara), sigara tutamacı
- delik, havalandırma
- (anatomi) ağız
- M.S. 609–632, Kur'an, 9:32
يُرِيدُونَ أَن يُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ – Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, Allah da râzı olmuyor. Fakat kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlamayı diliyor. - M.S. 609–632, Kur'an, 13:14
وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِ لَا يَسْتَجِيبُونَ لَهُم بِشَيْءٍ إِلَّا كَبَاسِطِ كَفَّيْهِ إِلَى الْمَاءِ لِيَبْلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَالِغِهِ – Hakikî dua O'nadır. O'nun dışında yalvarıp durdukları ise onlara hiçbir şeyle cevap veremez. Onlar olsa olsa ağzına su gelsin diye iki avucunu açana benzer ki, o, ona gelmez. Kâfirlerin duası hep bir sapıklık içindedir.
- M.S. 609–632, Kur'an, 9:32
- (coğrafya) ağız (bir nehrin)
- آلَة الْفَم (ʔālat al-fam, “üflemeli çalgı”)
Çekimleme
فَم (fem) ad çekimi
| tekil | basit tekil munsarıf; tekil of irregular ad | ||
|---|---|---|---|
| belirsiz | belirli | kurgu | |
| ölçüsüz | فَم fem |
الْفَم el-fem |
فَم; فُو fem; fū |
| yalın | فَمٌ femün |
الْفَمُ el-femü |
فَمُ; فُو femü; fū |
| belirtme | فَمًا femen |
الْفَمَ el-feme |
فَمَ; فَا feme; fā |
| tamlayan | فَمٍ femin |
الْفَمِ el-femi |
فَمِ; فِي femi; fī |
| ikil | belirsiz | belirli | kurgu |
| ölçüsüz | فَمَيْن; فَمَوَيْن; فَمَيَيْن femeyn; femeveyn; femeyeyn |
الْفَمَيْن; الْفَمَوَيْن; الْفَمَيَيْن el-femeyn; el-femeveyn; el-femeyeyn |
فَمَيْ; فَمَوَيْ; فَمَيَيْ femey; femevey; femeyey |
| yalın | فَمَانِ; فَمَوَانِ; فَمَيَانِ femāni; femevāni; femeyāni |
الْفَمَانِ; الْفَمَوَانِ; الْفَمَيَانِ el-femāni; el-femevāni; el-femeyāni |
فَمَا; فَمَوَا; فَمَيَا femā; femevā; femeyā |
| belirtme | فَمَيْنِ; فَمَوَيْنِ; فَمَيَيْنِ femeyni; femeveyni; femeyeyni |
الْفَمَيْنِ; الْفَمَوَيْنِ; الْفَمَيَيْنِ el-femeyni; el-femeveyni; el-femeyeyni |
فَمَيْ; فَمَوَيْ; فَمَيَيْ femey; femevey; femeyey |
| tamlayan | فَمَيْنِ; فَمَوَيْنِ; فَمَيَيْنِ femeyni; femeveyni; femeyeyni |
الْفَمَيْنِ; الْفَمَوَيْنِ; الْفَمَيَيْنِ el-femeyni; el-femeveyni; el-femeyeyni |
فَمَيْ; فَمَوَيْ; فَمَيَيْ femey; femevey; femeyey |
| çoğul | basit cem'-i mükesser munsarıf | ||
| belirsiz | belirli | kurgu | |
| ölçüsüz | أَفْوَاه ʾefvāh |
الْأَفْوَاه el-ʾefvāh |
أَفْوَاه ʾefvāh |
| yalın | أَفْوَاهٌ ʾefvāhün |
الْأَفْوَاهُ el-ʾefvāhü |
أَفْوَاهُ ʾefvāhü |
| belirtme | أَفْوَاهًا ʾefvāhen |
الْأَفْوَاهَ el-ʾefvāhe |
أَفْوَاهَ ʾefvāhe |
| tamlayan | أَفْوَاهٍ ʾefvāhin |
الْأَفْوَاهِ el-ʾefvāhi |
أَفْوَاهِ ʾefvāhi |
Türetilmiş kavramlar
- فَم الْحُوت (fem el-ḥūt, “Fomalhaut (yıldız)”)
- فَمَوِيّ (femeviyy, “oral”)
- لَا فُضَّ فُوكَ (lā fuḍḍa fūke)
- الذَّهَبِيّ الْفَم (eẕ-ẕehebiyy el-fem, “Chrysostom”)
Türevleri
- Maltaca: fomm
Farsça
Köken
Ad
فم (alfabe çevirisi gerekiyor)
- (anatomi) ağız