From Ottoman Turkish بیوكچكمجه, by surface analysis, büyük (“big”) + çekmece (“drawer”).
Büyükçekmece
singular | plural | |
---|---|---|
nominative | Büyükçekmece | Büyükçekmeceler / Büyükçekmece'ler |
accusative | Büyükçekmece'yi | Büyükçekmeceleri / Büyükçekmece'leri |
dative | Büyükçekmece'ye | Büyükçekmecelere / Büyükçekmece'lere |
locative | Büyükçekmece'de | Büyükçekmecelerde / Büyükçekmece'lerde |
ablative | Büyükçekmece'den | Büyükçekmecelerden / Büyükçekmece'lerden |
genitive | Büyükçekmece'nin | Büyükçekmecelerin / Büyükçekmece'lerin |
singular | plural | |
---|---|---|
benim (my) | Büyükçekmece'm | Büyükçekmecelerim Büyükçekmece'lerim |
senin (your) | Büyükçekmece'n | Büyükçekmecelerin Büyükçekmece'lerin |
onun (his/her/its) | Büyükçekmece'si | Büyükçekmeceleri Büyükçekmece'leri |
bizim (our) | Büyükçekmece'miz | Büyükçekmecelerimiz Büyükçekmece'lerimiz |
sizin (your) | Büyükçekmece'niz | Büyükçekmeceleriniz Büyükçekmece'leriniz |
onların (their) | Büyükçekmece'si Büyükçekmeceleri Büyükçekmece'leri |
Büyükçekmeceleri Büyükçekmece'leri |