bozulmak

Hello, you have come here looking for the meaning of the word bozulmak. In DICTIOUS you will not only get to know all the dictionary meanings for the word bozulmak, but we will also tell you about its etymology, its characteristics and you will know how to say bozulmak in singular and plural. Everything you need to know about the word bozulmak you have here. The definition of the word bozulmak will help you to be more precise and correct when speaking or writing your texts. Knowing the definition ofbozulmak, as well as those of other words, enriches your vocabulary and provides you with more and better linguistic resources.

Turkish

Etymology

By surface analysis, boz- +‎ -ul

Pronunciation

IPA(key): /bo.zuɫˈmak/

Verb

bozulmak (third-person singular simple present bozulur)

  1. to be destroyed
    • 1934 July 5, “Madam Küri öldü ”, in Hakimiyeti Milliye, page 5:
      Son zamanlarda sıhhati çok bozulmuştu.
      Lately her health had deteriorated a great deal.
      (please add an English translation of this quotation)

Conjugation

Conjugation of bozulmak
positive conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple bozulurum bozulursun bozulur bozuluruz bozulursunuz bozulurlar
past bozulurmuşum bozulurmuşsun bozulurmuş bozulurmuşuz bozulurmuşsunuz bozulurlarmış
inferential bozulurdum bozulurdun bozulurdu bozulurduk bozulurdunuz bozulurlardı
conditional bozulursam bozulursan bozulursa bozulursak bozulursanız bozulurlarsa
continuous continuous simple bozuluyorum bozuluyorsun bozuluyor bozuluyoruz bozuluyorsunuz bozuluyorlar
past bozuluyormuşum bozuluyormuşsun bozuluyormuş bozuluyormuşuz bozuluyormuşsunuz bozuluyorlarmış
inferential bozuluyordum bozuluyordun bozuluyordu bozuluyorduk bozuluyordunuz bozuluyorlardı
conditional bozuluyorsam bozuluyorsan bozuluyorsa bozuluyorsak bozuluyorsanız bozuluyorlarsa
inferential inferential simple bozulmuşum bozulmuşsun bozulmuş bozulmuşuz bozulmuşsunuz bozulmuşlar
past bozulmuşmuşum bozulmuşmuşsun bozulmuşmuş bozulmuşmuşuz bozulmuşmuşsunuz bozulmuşlarmış
inferential bozulmuştum bozulmuştun bozulmuştu bozulmuştuk bozulmuştunuz bozulmuşlardı
conditional bozulmuşsam bozulmuşsan bozulmuşsa bozulmuşsak bozulmuşsanız bozulmuşlarsa
future future simple bozulacağım bozulacaksın bozulacak bozulacağız bozulacaksınız bozulacaklar
past bozulacakmışım bozulacakmışsın bozulacakmış bozulacakmışız bozulacakmışsınız bozulacaklarmış
inferential bozulacaktım bozulacaktın bozulacaktı bozulacaktık bozulacaktınız bozulacaklardı
conditional bozulacaksam bozulacaksan bozulacaksa bozulacaksak bozulacaksanız bozulacaklarsa
progressive progressive simple bozulmaktayım bozulmaktasın bozulmakta bozulmaktayız bozulmaktasınız bozulmaktalar
past bozulmaktaymışım bozulmaktaymışsın bozulmaktaymış bozulmaktaymışız bozulmaktaymışsınız bozulmaktalarmış
inferential bozulmaktaydım bozulmaktaydın bozulmaktaydı bozulmaktaydık bozulmaktaydınız bozulmaktalardı
conditional bozulmaktaysam bozulmaktaysan bozulmaktaysa bozulmaktaysak bozulmaktaysanız bozulmaktalarsa
necessitative necessitative simple bozulmalıyım bozulmalısın bozulmalı bozulmalıyız bozulmalısınız bozulmalılar
past bozulmalıymışım bozulmalıymışsın bozulmalıymış bozulmalıymışız bozulmalıymışsınız bozulmalılarmış
inferential bozulmalıydım bozulmalıydın bozulmalıydı bozulmalıydık bozulmalıydınız bozulmalılardı
conditional bozulmalıysam bozulmalıysan bozulmalıysa bozulmalıysak bozulmalıysanız bozulmalılarsa
past past simple bozuldum bozuldun bozuldu bozulduk bozuldunuz bozuldular
conditional bozulduysam bozulduysan bozulduysa bozulduysak bozulduysanız bozuldularsa
conditional conditional simple bozulsam bozulsan bozulsa bozulsak bozulsanız bozulsalar
past bozulsaymışım bozulsaymışsın bozulsaymış bozulsaymışız bozulsaymışsınız bozulsalarmış
inferential bozulsaydım bozulsaydın bozulsaydı bozulsaydık bozulsaydınız bozulsalardı
optative bozulayım bozulasın bozula bozulalım bozulasınız bozulalar
imperative imperative regular bozul bozulsun bozulun bozulsunlar
formal bozulunuz bozulunuz
informal bozulsana bozulsanıza
infinitive bozulmak
verbal noun bozulma
impersonal participle imperfective bozulan
perfective bozulmuş
prospective bozulacak
personal participle non-prospective bozulduğum bozulduğun bozulduğu bozulduğumuz bozulduğunuz bozuldukları
prospective bozulacağım bozulacağın bozulacağı bozulacağımız bozulacağınız bozulacakları
temporal adverb temporal adverb simple bozulurken1
specific bozulunca
"and" bozulup
"since" bozulalı
"until" bozulasıya
"as long as" bozuldukça
modal adverb modal adverb simple bozularak
reduplicated bozula bozula
"as if" bozulurcasına1
negative conjugation
negative conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple bozulmam bozulmazsın bozulmaz bozulmayız bozulmazsınız bozulmazlar
past bozulmazmışım bozulmazmışsın bozulmazmış bozulmazmışız bozulmazmışsınız bozulmazlarmış
inferential bozulmazdım bozulmazdın bozulmazdı bozulmazdık bozulmazdınız bozulmazlardı
conditional bozulmazsam bozulmazsan bozulmazsa bozulmazsak bozulmazsanız bozulmazlarsa
continuous continuous simple bozulmuyorum bozulmuyorsun bozulmuyor bozulmuyoruz bozulmuyorsunuz bozulmuyorlar
past bozulmuyormuşum bozulmuyormuşsun bozulmuyormuş bozulmuyormuşuz bozulmuyormuşsunuz bozulmuyorlarmış
inferential bozulmuyordum bozulmuyordun bozulmuyordu bozulmuyorduk bozulmuyordunuz bozulmuyorlardı
conditional bozulmuyorsam bozulmuyorsan bozulmuyorsa bozulmuyorsak bozulmuyorsanız bozulmuyorlarsa
inferential inferential simple bozulmamışım bozulmamışsın bozulmamış bozulmamışız bozulmamışsınız bozulmamışlar
past bozulmamışmışım bozulmamışmışsın bozulmamışmış bozulmamışmışız bozulmamışmışsınız bozulmamışlarmış
inferential bozulmamıştım bozulmamıştın bozulmamıştı bozulmamıştık bozulmamıştınız bozulmamışlardı
conditional bozulmamışsam bozulmamışsan bozulmamışsa bozulmamışsak bozulmamışsanız bozulmamışlarsa
future future simple bozulmayacağım bozulmayacaksın bozulmayacak bozulmayacağız bozulmayacaksınız bozulmayacaklar
past bozulmayacakmışım bozulmayacakmışsın bozulmayacakmış bozulmayacakmışız bozulmayacakmışsınız bozulmayacaklarmış
inferential bozulmayacaktım bozulmayacaktın bozulmayacaktı bozulmayacaktık bozulmayacaktınız bozulmayacaklardı
conditional bozulmayacaksam bozulmayacaksan bozulmayacaksa bozulmayacaksak bozulmayacaksanız bozulmayacaklarsa
progressive progressive simple bozulmamaktayım bozulmamaktasın bozulmamakta bozulmamaktayız bozulmamaktasınız bozulmamaktalar
past bozulmamaktaymışım bozulmamaktaymışsın bozulmamaktaymış bozulmamaktaymışız bozulmamaktaymışsınız bozulmamaktalarmış
inferential bozulmamaktaydım bozulmamaktaydın bozulmamaktaydı bozulmamaktaydık bozulmamaktaydınız bozulmamaktalardı
conditional bozulmamaktaysam bozulmamaktaysan bozulmamaktaysa bozulmamaktaysak bozulmamaktaysanız bozulmamaktalarsa
necessitative necessitative simple bozulmamalıyım bozulmamalısın bozulmamalı bozulmamalıyız bozulmamalısınız bozulmamalılar
past bozulmamalıymışım bozulmamalıymışsın bozulmamalıymış bozulmamalıymışız bozulmamalıymışsınız bozulmamalılarmış
inferential bozulmamalıydım bozulmamalıydın bozulmamalıydı bozulmamalıydık bozulmamalıydınız bozulmamalılardı
conditional bozulmamalıysam bozulmamalıysan bozulmamalıysa bozulmamalıysak bozulmamalıysanız bozulmamalılarsa
past past simple bozulmadım bozulmadın bozulmadı bozulmadık bozulmadınız bozulmadılar
conditional bozulmadıysam bozulmadıysan bozulmadıysa bozulmadıysak bozulmadıysanız bozulmadılarsa
conditional conditional simple bozulmasam bozulmasan bozulmasa bozulmasak bozulmasanız bozulmasalar
past bozulmasaymışım bozulmasaymışsın bozulmasaymış bozulmasaymışız bozulmasaymışsınız bozulmasalarmış
inferential bozulmasaydım bozulmasaydın bozulmasaydı bozulmasaydık bozulmasaydınız bozulmasalardı
optative bozulmayayım bozulmayasın bozulmaya bozulmayalım bozulmayasınız bozulmayalar
imperative imperative regular bozulma bozulmasın bozulmayın bozulmasınlar
formal bozulmayınız bozulmayınız
informal bozulmasana bozulmasanıza
infinitive bozulmamak
verbal noun bozulmama
impersonal participle imperfective bozulmayan
perfective bozulmamış
prospective bozulmayacak
personal participle non-prospective bozulmadığım bozulmadığın bozulmadığı bozulmadığımız bozulmadığınız bozulmadıkları
prospective bozulmayacağım bozulmayacağın bozulmayacağı bozulmayacağımız bozulmayacağınız bozulmayacakları
temporal adverb temporal adverb simple bozulmazken1
specific bozulmayınca
"and" bozulmayıp
"since" bozulmayalı
"until" bozulmayasıya
"as long as" bozulmadıkça
modal adverb modal adverb simple bozulmayarak
reduplicated bozulmaya bozulmaya
"as if" bozulmazcasına1
potential conjugation
potential conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple bozulabilirim bozulabilirsin bozulabilir bozulabiliriz bozulabilirsiniz bozulabilirler
past bozulabilirmişim bozulabilirmişsin bozulabilirmiş bozulabilirmişiz bozulabilirmişsiniz bozulabilirlermiş
inferential bozulabilirdim bozulabilirdin bozulabilirdi bozulabilirdik bozulabilirdiniz bozulabilirlerdi
conditional bozulabilirsem bozulabilirsen bozulabilirse bozulabilirsek bozulabilirseniz bozulabilirlerse
continuous continuous simple bozulabiliyorum bozulabiliyorsun bozulabiliyor bozulabiliyoruz bozulabiliyorsunuz bozulabiliyorlar
past bozulabiliyormuşum bozulabiliyormuşsun bozulabiliyormuş bozulabiliyormuşuz bozulabiliyormuşsunuz bozulabiliyorlarmış
inferential bozulabiliyordum bozulabiliyordun bozulabiliyordu bozulabiliyorduk bozulabiliyordunuz bozulabiliyorlardı
conditional bozulabiliyorsam bozulabiliyorsan bozulabiliyorsa bozulabiliyorsak bozulabiliyorsanız bozulabiliyorlarsa
inferential inferential simple bozulabilmişim bozulabilmişsin bozulabilmiş bozulabilmişiz bozulabilmişsiniz bozulabilmişler
past bozulabilmişmişim bozulabilmişmişsin bozulabilmişmiş bozulabilmişmişiz bozulabilmişmişsiniz bozulabilmişlermiş
inferential bozulabilmiştim bozulabilmiştin bozulabilmişti bozulabilmiştik bozulabilmiştiniz bozulabilmişlerdi
conditional bozulabilmişsem bozulabilmişsen bozulabilmişse bozulabilmişsek bozulabilmişseniz bozulabilmişlerse
future future simple bozulabileceğim bozulabileceksin bozulabilecek bozulabileceğiz bozulabileceksiniz bozulabilecekler
past bozulabilecekmişim bozulabilecekmişsin bozulabilecekmiş bozulabilecekmişiz bozulabilecekmişsiniz bozulabileceklermiş
inferential bozulabilecektim bozulabilecektin bozulabilecekti bozulabilecektik bozulabilecektiniz bozulabileceklerdi
conditional bozulabileceksem bozulabileceksen bozulabilecekse bozulabileceksek bozulabilecekseniz bozulabileceklerse
progressive progressive simple bozulabilmekteyim bozulabilmektesin bozulabilmekte bozulabilmekteyiz bozulabilmektesiniz bozulabilmekteler
past bozulabilmekteymişim bozulabilmekteymişsin bozulabilmekteymiş bozulabilmekteymişiz bozulabilmekteymişsiniz bozulabilmektelermiş
inferential bozulabilmekteydim bozulabilmekteydin bozulabilmekteydi bozulabilmekteydik bozulabilmekteydiniz bozulabilmektelerdi
conditional bozulabilmekteysem bozulabilmekteysen bozulabilmekteyse bozulabilmekteysek bozulabilmekteyseniz bozulabilmektelerse
necessitative necessitative simple bozulabilmeliyim bozulabilmelisin bozulabilmeli bozulabilmeliyiz bozulabilmelisiniz bozulabilmeliler
past bozulabilmeliymişim bozulabilmeliymişsin bozulabilmeliymiş bozulabilmeliymişiz bozulabilmeliymişsiniz bozulabilmelilermiş
inferential bozulabilmeliydim bozulabilmeliydin bozulabilmeliydi bozulabilmeliydik bozulabilmeliydiniz bozulabilmelilerdi
conditional bozulabilmeliysem bozulabilmeliysen bozulabilmeliyse bozulabilmeliysek bozulabilmeliyseniz bozulabilmelilerse
past past simple bozulabildim bozulabildin bozulabildi bozulabildik bozulabildiniz bozulabildiler
conditional bozulabildiysem bozulabildiysen bozulabildiyse bozulabildiysek bozulabildiyseniz bozulabildilerse
conditional conditional simple bozulabilsem bozulabilsen bozulabilse bozulabilsek bozulabilseniz bozulabilseler
past bozulabilseymişim bozulabilseymişsin bozulabilseymiş bozulabilseymişiz bozulabilseymişsiniz bozulabilselermiş
inferential bozulabilseydim bozulabilseydin bozulabilseydi bozulabilseydik bozulabilseydiniz bozulabilselerdi
optative bozulabileyim bozulabilesin bozulabile bozulabilelim bozulabilesiniz bozulabileler
imperative imperative regular bozulabil bozulabilsin bozulabilin bozulabilsinler
formal bozulabiliniz bozulabiliniz
informal bozulabilsene bozulabilsenize
infinitive bozulabilmek
verbal noun bozulabilme
impersonal participle imperfective bozulabilen
perfective bozulabilmiş
prospective bozulabilecek
personal participle non-prospective bozulabildiğim bozulabildiğin bozulabildiği bozulabildiğimiz bozulabildiğiniz bozulabildikleri
prospective bozulabileceğim bozulabileceğin bozulabileceği bozulabileceğimiz bozulabileceğiniz bozulabilecekleri
temporal adverb temporal adverb simple bozulabilirken1
specific bozulabilince
"and" bozulabilip
"since" bozulabileli
"until" bozulabilesiye
"as long as" bozulabildikçe
modal adverb modal adverb simple bozulabilerek
reduplicated bozulabile bozulabile
"as if" bozulabilircesine1
impotential conjugation
impotential conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple bozulamam bozulamazsın bozulamaz bozulamayız bozulamazsınız bozulamazlar
past bozulamazmışım bozulamazmışsın bozulamazmış bozulamazmışız bozulamazmışsınız bozulamazlarmış
inferential bozulamazdım bozulamazdın bozulamazdı bozulamazdık bozulamazdınız bozulamazlardı
conditional bozulamazsam bozulamazsan bozulamazsa bozulamazsak bozulamazsanız bozulamazlarsa
continuous continuous simple bozulamıyorum bozulamıyorsun bozulamıyor bozulamıyoruz bozulamıyorsunuz bozulamıyorlar
past bozulamıyormuşum bozulamıyormuşsun bozulamıyormuş bozulamıyormuşuz bozulamıyormuşsunuz bozulamıyorlarmış
inferential bozulamıyordum bozulamıyordun bozulamıyordu bozulamıyorduk bozulamıyordunuz bozulamıyorlardı
conditional bozulamıyorsam bozulamıyorsan bozulamıyorsa bozulamıyorsak bozulamıyorsanız bozulamıyorlarsa
inferential inferential simple bozulamamışım bozulamamışsın bozulamamış bozulamamışız bozulamamışsınız bozulamamışlar
past bozulamamışmışım bozulamamışmışsın bozulamamışmış bozulamamışmışız bozulamamışmışsınız bozulamamışlarmış
inferential bozulamamıştım bozulamamıştın bozulamamıştı bozulamamıştık bozulamamıştınız bozulamamışlardı
conditional bozulamamışsam bozulamamışsan bozulamamışsa bozulamamışsak bozulamamışsanız bozulamamışlarsa
future future simple bozulamayacağım bozulamayacaksın bozulamayacak bozulamayacağız bozulamayacaksınız bozulamayacaklar
past bozulamayacakmışım bozulamayacakmışsın bozulamayacakmış bozulamayacakmışız bozulamayacakmışsınız bozulamayacaklarmış
inferential bozulamayacaktım bozulamayacaktın bozulamayacaktı bozulamayacaktık bozulamayacaktınız bozulamayacaklardı
conditional bozulamayacaksam bozulamayacaksan bozulamayacaksa bozulamayacaksak bozulamayacaksanız bozulamayacaklarsa
progressive progressive simple bozulamamaktayım bozulamamaktasın bozulamamakta bozulamamaktayız bozulamamaktasınız bozulamamaktalar
past bozulamamaktaymışım bozulamamaktaymışsın bozulamamaktaymış bozulamamaktaymışız bozulamamaktaymışsınız bozulamamaktalarmış
inferential bozulamamaktaydım bozulamamaktaydın bozulamamaktaydı bozulamamaktaydık bozulamamaktaydınız bozulamamaktalardı
conditional bozulamamaktaysam bozulamamaktaysan bozulamamaktaysa bozulamamaktaysak bozulamamaktaysanız bozulamamaktalarsa
necessitative necessitative simple bozulamamalıyım bozulamamalısın bozulamamalı bozulamamalıyız bozulamamalısınız bozulamamalılar
past bozulamamalıymışım bozulamamalıymışsın bozulamamalıymış bozulamamalıymışız bozulamamalıymışsınız bozulamamalılarmış
inferential bozulamamalıydım bozulamamalıydın bozulamamalıydı bozulamamalıydık bozulamamalıydınız bozulamamalılardı
conditional bozulamamalıysam bozulamamalıysan bozulamamalıysa bozulamamalıysak bozulamamalıysanız bozulamamalılarsa
past past simple bozulamadım bozulamadın bozulamadı bozulamadık bozulamadınız bozulamadılar
conditional bozulamadıysam bozulamadıysan bozulamadıysa bozulamadıysak bozulamadıysanız bozulamadılarsa
conditional conditional simple bozulamasam bozulamasan bozulamasa bozulamasak bozulamasanız bozulamasalar
past bozulamasaymışım bozulamasaymışsın bozulamasaymış bozulamasaymışız bozulamasaymışsınız bozulamasalarmış
inferential bozulamasaydım bozulamasaydın bozulamasaydı bozulamasaydık bozulamasaydınız bozulamasalardı
optative bozulamayayım bozulamayasın bozulamaya bozulamayalım bozulamayasınız bozulamayalar
imperative imperative regular bozulama bozulamasın bozulamayın bozulamasınlar
formal bozulamayınız bozulamayınız
informal bozulamasana bozulamasanıza
infinitive bozulamamak
verbal noun bozulamama
impersonal participle imperfective bozulamayan
perfective bozulamamış
prospective bozulamayacak
personal participle non-prospective bozulamadığım bozulamadığın bozulamadığı bozulamadığımız bozulamadığınız bozulamadıkları
prospective bozulamayacağım bozulamayacağın bozulamayacağı bozulamayacağımız bozulamayacağınız bozulamayacakları
temporal adverb temporal adverb simple bozulamazken1
specific bozulamayınca
"and" bozulamayıp
"since" bozulamayalı
"until" bozulamayasıya
"as long as" bozulamadıkça
modal adverb modal adverb simple bozulamayarak
reduplicated bozulamaya bozulamaya
"as if" bozulamazcasına1

1 The suffixes -ken and -cesine may be suffixed to the base form of any of the following tenses: aorist, continuous, inferential (even when it follows another suffix), and future.