Merhaba, buraya
çûn kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da
çûn kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve
çûn kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz.
çûn kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada.
çûn kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.
Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak
Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
Osmanlı Türkçesi
Lua hatası 6 satırında Modül:alfabekontrol: attempt to index local 'dil' (a nil value).
Gitmek
- gibi, mademki, çünkü, nasıl, nice, misilli, nîçin
Köken
- Farsça
Eş anlamlılar
Kürtçe
Eylem
çûn (çûn)
- gitmek (bir yere doğru yönelmek)
- ji malê çûn çarşiyê
- evden çarşıya gittiler
- gitmek (bir yerden veya işten ayrılmak)
- em diçin malê
- eve gidiyoruz
- gitmek (çıkmak, ulaşmak)
- ev rê diçe ku derê?
- bu yol nereye gider?
- gitmek (belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak)
- her roj diçe xebatê
- her gün çalışmaya gidiyor
- gitmek (bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak)
- dawiya vî tiştî wê biçe ku?
- bu işin sonu nereye gider?
- gitmek (tüketilmek, harcanmak)
- ew qas pere çû ku?
- bu kadar para nereye gitti?
- gitmek (götürülmek, gönderilmek)
- nûçe hê nû çû
- haber daha yeni gitti
- gitmek (yürümek, yol almak)
- ev hesp xweş diçe
- bu at iyi gider
- gitmek (geçmek)
- havîn çû zivistan hat
- yaz gitti kış geldi
- gitmek (herhangi bir durumda olmak)
- rêwîtî xweş diçe
- yolculuk iyi gidiyor
- gitmek (yok olmak, elden çıkmak)
- mal, mulk tev çû
- mal, mülk hepsi gitti
- gitmek, yürümek (ölmek)
- di hejekê de pir mirov çûn
- depremde epey insan gitti * ew jî çû o da yürüdü (öldü)
- gitmek (başvurmak, yapmak)
- çûye dadgehê
- mahkemeye gitmiş
- gitmek (bir şey zarar görmüş olmak)
- boyaxa dîwar çûye
- duvarın boyası gitmiş
- gitmek (bir durum sürmek)
- kar çawa diçe?
- işler nasıl gidiyor?
- gitmek (satılmak)
- zêr bi çi qasî diçe?
- altın kaça gidiyor?
- geçmek (yerini bırakıp başka bir yer almak)
- em van rojan diçin xaniyê nû
- biz bu günlerde yeni eve geçiyoruz
- geçmek (sürümü olmak, satılmak)
- ev mal li vir pir diçe
- bu mal burada çok geçiyor
- varmak, kıymak
- destê min naçê bihok û hinarên wê
- elim varmaz ayvasına narına
- varmak (secdeye varmak)
- çûn secdeyê
- secdeye varmak
- sürmek, devam etmek (zaman geçmek)
- pir naçe wê her tişt derkeve holê
- çok sürmez her şey ortaya çıkar
- ilerlemek (vakit için)
- almak (yol için gitmek)
- hûn dê di saetekê de wê riyê biçin
- o yolu bir saatte alırsınız
- açılmak (gemi vb. için; gitmek, uzaklaşmak) # açılmak (sis, karanlık, duman için)
- inmek (uzamak, varmak)
- dîwar heta jêrê diçe
- duvar ta aşağıya kadar iniyor
- merdiven dayamak (yaşa basmak veya yaklaşmak)
- em çûne pêncî û şêstan
- elliye merdiven dayamışız
- girmek, sığmak
- destê min naçe vî lepikî
- elim bu eldivene girmiyor
- inmek (konaklamak)
- hûn dê herin kîjan otelê?
- hangi otele ineceksiniz?
- kaçmak (bir yana doğru kaymak)
- xalî bi jêr de çûye
- halı aşağıya kaçmış
- kesilmek
- elektrik çû
- elektrik kesildi
Söyleniş
- IPA(anahtar):