ذنب

Merhaba, buraya ذنب kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da ذنب kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve ذنب kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz. ذنب kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada. ذنب kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.
Ayrıca bakınız: دنت, دنب

Arapça

Köken

ذ ن ب(ẕ-n-b).

Söyleniş 1

ذَنَب (ẕenebe (çoğul أَذْنَاب(ʾeẕnāb))

  1. kuyruk, son
  2. takipçi, taraftar, uşak
Çekimleme
Türetilmiş kavramlar
Türevleri

Söyleniş 2

Eylem

ذَنَبَ (ẕenebe) I, geniş zaman يَذْنِبُveya يَذْنُبُ‎‎ (yeẕnibü veya yeẕnübü)

  1. takip etmek
Çekimleme

Söyleniş 3

Eylem

ذَنَّبَ (ẕennebe) II, geniş zaman يُذَنِّبُ‎‎ (yüẕennibü)

  1. bir kuyruk takmak, birşeye başlangıç sağlamak
Çekimleme

Söyleniş 4

ذَنْب (ẕenbe (çoğul ذُنُوب(ẕünūb))

  1. (hukuk, İslâm) günah
    M.S. 609–632, Kur'an, 3:193
    رَبَّنَا فَٱغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّئَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الْأَبْرَارِ – "Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanına al".
    M.S. 609–632, Kur'an, 48:1-3
    إِنَّا فَتَحۡنَا لَكَ فَتۡحࣰا مُّبِینࣰا. ٢. لِّیَغۡفِرَ لَكَ ٱللَّهُ مَا تَقَدَّمَ مِن ذَنۢبِكَ وَمَا تَأَخَّرَ وَیُتِمَّ نِعۡمَتَهُۥ عَلَیۡكَ وَیَهۡدِیَكَ صِرَٰ⁠طࣰا مُّسۡتَقِیمࣰا. ٣. وَیَنصُرَكَ ٱللَّهُ نَصۡرًا عَزِیزًا. – Doğrusu sana apaçık bir fetih verdik. 2. Böylece Allah geçmiş ve gelecek günahını bağışlar, sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru yola iletir 3. Ve sana Allah şanlı bir zaferle yardım eder.
    M.S. 609–632, Kur'an, 81:8-9
    .وَإِذَا ٱلۡمَوۡءُودَةُ سُئِلَتۡ. بِأَيِّ ذَنۢبࣲ قُتِلَتۡ. – Diri diri toprağa gömülen kıza "Hangi günahtan dolayı öldürüldü?" diye sorulduğunda.
  2. (hukuk, İslâm) suç
    M.S. 609–632, Kur'an, 26:14
    إِنَّا فَتَحۡنَا لَكَ فَتۡحࣰا مُّبِینࣰا. ٢. لِّیَغۡفِرَ لَكَ ٱللَّهُ مَا تَقَدَّمَ مِن ١٤. وَلَهُمۡ عَلَيَّ ذَنۢبٞ فَأَخَافُ أَن يَقۡتُلُونِ – Şöyle seslendi: "Ya Rab! Doğrusu korkarım ki beni yalancı sayarlar. 13. Ve göğsüm daralır, dilim dönmez, onun için Harun'a da elçilik ver. 14. Hem onların bana isnad ettikleri bir suç var. Ondan dolayı korkarım ki, hemen beni öldürürler."
Çekimleme
Türetilmiş kavramlar
Türevleri

Kaynakça

Osmanlı Türkçesi

Köken

Arapça ذَنْب(ẕenb) sözcüğünden nakledildi.

Söyleniş

ذنب (plural‌ veya ذنوب)

  1. (din, hukuk)günah, suç
    eş anlamlıları: صوچ‎, کناه