like

Merhaba, buraya like kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da like kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve like kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz. like kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada. like kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.
Ayrıca bakınız: -like, Like, lǐkē, lìkè, liké

İngilizce

Söyleniş

Köken 1

Orta İngilizce liken, o da Eski İngilizce līcian, o da Proto-Cermence *līkijaną, *līkāną, o da Ana Hint-Avrupa dili *līg-.

Eylem

like

  1. beğenmek
    He liked to have been too late. — Çok geç kalmayı seviyordu.
  2. hoşlanmak
    I really like Sandra but don't know how to tell her. — Sandra'yı gerçekten seviyorum ama ona nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
  3. sevmek
    I like hamburgers; I like skiing in winter; I like the Seattle Mariners this season. — Hamburger severim; Kışın kayak yapmayı severim; Bu sezon Seattle Mariners'leri severim.

Edat

like

  1. gibi
    They were like brothers. — Erkek kardeşler gibi idiler.

Ön ad

like (karşılaştırma more like, üstünlük most like)

  1. aynı, gibi
    My partner and I have like minds. — Partnerim ve ben aynı kafaya sahibiz.

Köken 2

Eski İngilizce ġelīċ.

like (çoğulu likes)

  1. beğenilen
    Tell me your likes and dislikes. — Bana beğendiklerini ve beğenmediklerini söyle.
  2. sevilen şey
  3. tür
    There were bowls full of sweets, chocolates and the like. — Tatlılar, çikolatalar ve türleriyle dolu kâseler vardı.

Eş anlamlılar

Bağlaç

like

  1. -mış/-miş gibi
    It looks like you've finished the project. — Sanki projeyi bitirmişsin gibi görünüyor.
  2. sanki
    It seemed like you didn't care. — Umurunda değilmiş gibi görünüyordu.

Belirteç

like

  1. gibi
    There are lots of birds, like ducks and gulls, in this park. — Bu parkta ördek ve martı gibi pek çok kuş var.
  2. mesela