taze

Merhaba, buraya taze kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da taze kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve taze kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz. taze kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada. taze kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.
Ayrıca bakınız: täze

Türkçe

Köken

Farsça

taze (belirtme hâli tazeyi, çoğulu tazeler)

  1. (mecaz) genç kadın
    Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. -Ö. Seyfettin

Çeviriler

Ön ad

taze (karşılaştırma daha taze, üstünlük en taze) taze

  1. bozulmamış, bayatlamamış olan
    Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. - Yusuf Ziya Ortaç
  2. dinç, yıpranmamış, yorulmamış
    Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. - Memduh Şevket Esendal
  3. kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
    Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu. - Memduh Şevket Esendal
  4. (mecaz) yeni, zamanı geçmemiş
    Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. - Halikarnas Balıkçısı

Çeviriler

Kaynakça

Atasözleri