فجر

Merhaba, buraya فجر kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da فجر kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve فجر kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz. فجر kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada. فجر kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.
Ayrıca bakınız: فخر

Arapça

Köken 1

Söyleniş

فَجْر (fecre

  1. فَجَرَ(fecara) fiilinin mastarı (şekil I)
  2. günün ağırması; şafak
    eş anlamlıları: فَلَق(felaḳ), صُبْح(ṣubḥ), غَدَاة(ġadāh), بُكْرَة(bükra)
    zıt anlamlılar: شَفَق(şefaḳ), غَسَق(ġasaḳ)
    فِي الْفَجْرِ الْبَاكِرِ، كَانَتِ الشُّوَارِعُ هَادِئَةً وَخَالِيَةً مِنَ الزُّحَامِ.  — Şafağın erken saatlerinde sokaklar sessiz ve trafikten uzaktı.
    • M.S. 609–632, Kur'an, 97:5
      سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الفَجْرِ – Ebu'l-A'lâ Mevdudî: O gece şafak doğuncaya kadar tüm huzur vardır.
  3. (mecaz) başlangıç, çıkış, şafak
Çekimleme
Türetilmiş kavramlar

فَجْر (fecrd

  1. (İslâm) sabah namazı
Çekimleme
Türevleri

Köken 2

Söyleniş

Eylem

فَجَرَ (fecara) I, geniş zaman يَفْجُرُ‎‎ (yefcuru)

  1. kazmak, kırmak, yarmak
Çekimleme

Eylem

فَجَرَ (fecara) I, geniş zaman يَفْجُرُ‎‎ (yefcuru)

  1. ahlaksızca davranmak, kötü olmak, günah işlemek
    • M.S. 609–632, Kur'an, 75:5
      بَلْ يُرِيدُ الْإِنْسَانُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُ – fakat insan günah işlemek ister.
Çekimleme

Köken 3

Söyleniş

Eylem

فَجَّرَ (feccara) II, geniş zaman يُفَجِّرُ‎‎ (yüfecciru)

  1. (su için) bir çıkış veya geçit oluşturmak
  2. akıtmak, dökülmesine müsaade etmek
    • M.S. 609–632, Kur'an, 82:1-5
      إِذَا السَّمَاء ٱنْفَطَرَتْ ۝ وَإِذَا ٱلْكَوَاكِبُ ٱنْتَثَرَتْ ۝ وَإِذَا ٱلْبِحَارُ فُجِّرَتْ ۝ وَإِذَا ٱلْقُبُورُ بُعْثِرَتْ ۝ عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ ۝ – Gök çatladığı vakit, / Yıldızlar döküldüğü vakit, / Denizler yarılıp akıtıldığı vakit, / Kabirlerin içi dışına getirildiği vakit, / Herkes neyi önünden gönderdiğini ve neyi geri bıraktığını bilir.
  3. ayırmak, yarmak
  4. patlamak
Çekimleme

Osmanlı Türkçesi

Köken

Arapça فَجْر(fecr).

Söyleniş

فجر (fecr)

  1. tan yerinin ağarması

Çekimleme