Merhaba, buraya
bağlamak kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da
bağlamak kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve
bağlamak kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz.
bağlamak kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada.
bağlamak kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.
Türkçe
Köken
- Osmanlı Türkçesi باغلامق (bağlama + -k)
Söyleniş
Eylem
bağlamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi bağlar)
- anlaşma yapmak
- İşleri bugün sözleşmeye bağladı.
- başka bir işle uğraşamaz durumda olmak
- Bu iş beni bağladı.
- bir araya getirmek, birleştirmek, eklemek
- bir şeyi yere veya şeye tutturmak
- Gemiyi iskeleye bağlamak.
- birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak
- bitirmek, sona erdirmek, tamamlamak
- bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak
- Kızım, ne yapsak da seni bu eve bağlayabilsek acaba? — R. N. Güntekin
- büyü, muska v.s.'nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek
- denk/paket yapmak
- Eşyayı bağlamak.
- Yatakları bağlamak.
- düğümlemek
- İpi ipe bağlamak.
- geçişi engellemek
- Bütün yolları bağlamışlar.
- gönlünü kazanmak
- Bu davranışınız beni size bağladı.
- uyulması zorunlu olmak
- Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. — T.C. Anayasası
- yaraya ilaç koyup bezle sarmak
- Yarayı bağlamak kolay oldu.
- (mecaz) birini söz veya yazı ile bağlamak, taahhüt etmek, angaje etmek
Çekimleme
bağlamak eyleminin çekimi
Zıt anlamlılar
Deyimler
Türetilmiş kavramlar
Çeviriler
Kaynakça