bağlamak

Merhaba, buraya bağlamak kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da bağlamak kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve bağlamak kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz. bağlamak kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada. bağlamak kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.

Türkçe

Köken

Osmanlı Türkçesi باغلامق(bağlama + -k)

Söyleniş

  • IPA(anahtar): /ba‿.la.ˈmac/
  • Heceleme: bağ‧la‧mak

Eylem

bağlamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi bağlar)

  1. anlaşma yapmak
    İşleri bugün sözleşmeye bağladı.
  2. başka bir işle uğraşamaz durumda olmak
    Bu iş beni bağladı.
  3. bir araya getirmek, birleştirmek, eklemek
  4. bir şeyi yere veya şeye tutturmak
    Gemiyi iskeleye bağlamak.
  5. birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak
  6. bitirmek, sona erdirmek, tamamlamak
  7. bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak
    Kızım, ne yapsak da seni bu eve bağlayabilsek acaba? — R. N. Güntekin
  8. büyü, muska v.s.'nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek
  9. denk/paket yapmak
    Eşyayı bağlamak.
    Yatakları bağlamak.
  10. düğümlemek
    İpi ipe bağlamak.
  11. geçişi engellemek
    Bütün yolları bağlamışlar.
  12. gönlünü kazanmak
    Bu davranışınız beni size bağladı.
  13. uyulması zorunlu olmak
    Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. — T.C. Anayasası
  14. yaraya ilaç koyup bezle sarmak
    Yarayı bağlamak kolay oldu.
  15. (mecaz) birini söz veya yazı ile bağlamak, taahhüt etmek, angaje etmek

Çekimleme

Zıt anlamlılar

Deyimler

Türetilmiş kavramlar

Çeviriler

Kaynakça