Merhaba, buraya
last kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da
last kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve
last kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz.
last kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada.
last kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.
İngilizce
Ad
last (çoğulu lasts)
- sonuncu kişi veya şey, bir şeyin dibi, sonu.
- Ayakkabıcıların ayakkabı tamir ederken kullandığı kalıp.
Söyleniş
- IPA(anahtar): lɑːst, lɑːsts
- Kafiyeler: -ɑːst
- IPA(anahtar): læst, læsts (Genel Amerikan İngilizcesi)
- , çoğulu
- Kafiyeler: -æst
- IPA(anahtar): last (Yüksek İngiliz İngilizcesi) (kuzeyi)
- Kafiyeler: -ast
- IPA(anahtar): last (Yüksek İskoç İngilizcesi)
- Kafiyeler: -ast
Heceleme
- Heceleme: last
Örnekler
- The last of their guests had also gone. – Son misafirleri de gitmişti.
Deyimler
- at last – nihayet, sonunda
Belirteç
last
- en son, son defa, son olarak
Söyleniş
- IPA(anahtar): lɑːst
- Kafiyeler: -ɑːst
- IPA(anahtar): læst (Genel Amerikan İngilizcesi)
- Kafiyeler: -æst
- IPA(anahtar): last (Yüksek İngiliz İngilizcesi) (kuzeyi)
- Kafiyeler: -ast
- IPA(anahtar): last (Yüksek İskoç İngilizcesi)
- Kafiyeler: -ast
Heceleme
- Heceleme: last
Örnekler
- She is the woman last heard of in Adana. – Adana'da son olarak duyulan kadın o.
Eylem
last
- sürmek, devam etmek
- bozulmadan veya bitmeden kullanılmaya devam etmek, (belirli bir süre) dayanmak
- hayatta kalmak, dayanmak, -yı çıkartmak (geceyi, haftayı v.s.)
Söyleniş
- IPA(anahtar): lɑːst
- Kafiyeler: -ɑːst
- IPA(anahtar): læst (Genel Amerikan İngilizcesi)
- Kafiyeler: -æst
- IPA(anahtar): last (Yüksek İngiliz İngilizcesi) (kuzeyi)
- Kafiyeler: -ast
- IPA(anahtar): last (Yüksek İskoç İngilizcesi)
- Kafiyeler: -ast
Heceleme
- Heceleme: last
Örnekler
- the guitar solo lasted for twenty minutes.
- a lip pencil lasts longer than lipstick.
- He won't last the night.
Ön ad
last (karşılaştırma more last, üstünlük most last)
- son, biten, sonuncu
- bir önceki, geçen, geçtiğimiz
Söyleniş
- IPA(anahtar): lɑːst
- Kafiyeler: -ɑːst
- IPA(anahtar): læst (Genel Amerikan İngilizcesi)
- Kafiyeler: -æst
- IPA(anahtar): last (Yüksek İngiliz İngilizcesi) (kuzeyi)
- Kafiyeler: -ast
- IPA(anahtar): last (Yüksek İskoç İngilizcesi)
- Kafiyeler: -ast
Heceleme
- Heceleme: last
Örnekler
- They caught the last bus.
- Last year, her mother died at the age of 78.