açık

Merhaba, buraya açık kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da açık kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve açık kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz. açık kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada. açık kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.
Ayrıca bakınız: acık, acik, асыҡ

Türkçe

Köken

Söyleniş

Zıt anlamlılar

açık (belirtme hâli açığı, çoğulu açıklar)

  1. belli bir yerin biraz uzağı
    Tren yolu nehrin açığından geçer.
  2. (denizcilik) denizin kıyıdan uzakça olan yeri
    Limanda bilinen gemiler, hâlbuki açıklardadır. — B. Necatigil
  3. (ekonomi) bir ihtiyacın karşılanmaması hâli
    Bütçe açığını bir türlü kontrol altına alınamıyordu.
    Ülkenin doktor açığı gittikçe büyümekteydi.

Çekimleme

Alt kavramlar

Deyimler

Türetilmiş kavramlar

Çeviriler

Ek okumalar

Belirteç

açık

  1. belirgin bir şekilde
    İnsan, mağlubiyetini bu kadar açık kabul eder mi? — M. Yesârî

Çeviriler

Ön ad

açık (karşılaştırma daha açık, üstünlük en açık)

  1. açılmış, kapalı olmayan
    Açık pencereden pastırma yazının mavi ışıkları girmekte. — E. Atasü
  2. aralığı çok
    Açık adımlarla.
  3. boş
    Kâğıtta açık yer kalmadı.
  4. boş, görevlisi olmayan (, vazife), münhal
    Açık kadro.
  5. çalışır hâlde olan
    Bâzı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar. — Ö. Seyfettin
  6. çıplak, örtüsüz
    Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü, beni açık başıyla selâmladı. — A. Kabaklı
  7. engelsiz, serbest
    Sana açık bir yol görünüyor.
  8. gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen
    Bu adamın her işi açıktır.
  9. her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen
    Her çeşit kafa ve gönül fırtınalarına açık bir adamdı o. — T. Buğra
  10. kolay anlaşılır
    Açık, dobra sualleriyle karşısındakinin en azından keyfini kaçırır. — E. Işınsu
  11. rengi koyu olmayan
    Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu. — Ö. Seyfettin
  12. sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan
    Açık sahneleri ballandıra ballandıra anlatır o.

Zıt anlamlılar

  • (açılmış, kapalı olmayan): kapalı
  • (boş, görevlisi olmayan): münhal
  • (kolay anlaşılır): vazıh
  • (rengi koyu olmayan): koyu

Atasözleri

Çeviriler

Kaynakça

Eski Türkçe

Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

  1. (aile) büyük kardeş, ağabey

Karaçay Balkarca

Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

  1. açık, vazıh
  2. (dil bilimi) sesli harf, ünlü, vokal