Merhaba, buraya
çıkmamak kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da
çıkmamak kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve
çıkmamak kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz.
çıkmamak kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada.
çıkmamak kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.
Türkçe
Köken
- Osmanlı Türkçesi چيكمماك (çıkmama + -k).
Söyleniş
- IPA(anahtar): /ˈt͡ʃɯc.ma.mac/
- Heceleme: çık‧ma‧mak
Eylem
çıkmamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi çıkmaz)
- (-ı/-i) vermeye katlanmamak
- Paraları çıkmayınca sopayı bastılar.
- artırmamak, fiyatı yükseltmemek
- artmamak, yükselmemek
- Fiyatlar çıkmadı.
- ay veya mevsim geçmemek
- Kış çıkmadı. Mart çıkmadı.
- Ay, Güneş görünmemek
- ayrılmamak, sıyrılmamak
- Bebeğin patiği çıkmadı.
- belirmemek, tanınmamak
- belli veya görünür bir durumda bulunmamak
- Tencerenin bakırı çıkmadı. Zayıflıktan kemikleri çıkmamış.
- binaya kat eklememek
- Evin ikinci katını çıkmadan havalar bozuldu.
- bir araştırma, bir inceleme sonucu bulmamak
- Sularda bakteri çıkmadı.
- bir durumla ilgili niteliklerini kaybetmemek, bir durumdan başka bir duruma geçmemek
- bir iddia ile ortalıkta görünmemek
- bir konu yetkililerce karara bağlanmamak
- bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmemek, mezun olmamak
- bir sebeple bulunulan yerden ayrılmamak
- bir şeyin düzeni bozulmamak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmemek
- Ev, ev olmaktan çıkmadı ki.
- bir şeyin yukarısına doğru yürümemek
- bir yere ulaşmamak, varmamak
- bitmemek, büyümemek, sürmemek
- Bıyığı çıkmadı'.
- boy ölçüşmemek, karşı gelememek
- Güreşte ona çıkmayacak kimse çok.
- bulunduğu yerden fırlamamak, kopmamak
- Arabanın direksiyonu çıkmadı ki.
- bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmememek, taşınmamak, ayrılmamak, ilgisini kesmemek
- bulunmamak, var olmamak
- buluşmamak
- Kravatın boyası gömleğe çıkmadı ki.
- büyük abdest bozmamak
- davranışta herhangi bir niteliği bulunmamak
- Akıllı çıkmadı ve arkadaşına uydu.
- duyulmamak, yayılmamak
- eksilmemek
- elde edilmemek, istihsal edilmemek, sağlanmamak
- erişmemek, görmemek
- gelmemek
- gerçekleşmemek
- gitmemek, içeriden dışarıya varmamak
- herhangi bir durumda olduğu anlaşılmamak
- Alacaklı çıkmamak. Borçlu çıkmamak. Kârlı çıkmamak.
- karaya ayak basmamak
- mâlolmamak
- Bu ev dört milyona bile çıkmadı.
- meydana gelmemek
- niteliği sonradan anlaşılmamak
- olmamak, oluşmamak, teşekkül etmemek
- Fırtına çıkmamak. Soğuk çıkmamak.
- oyunda herhangi bir rolü oynamamak
- piyasaya sürülmemek
- sesini yükseltmemek
- süresi dolduğunda ayrılmamak
- Cezaevinden çıkmamak. Daireden çıkmamak. Hastahaneden çıkmamak.
- talihine veya payına düşmemek, isabet etmemek, vurmamak
- Arkadaşa piyango çıkmamış. Bize yine gezi çıkmadı. Bu işten size de bir şey çıkmaz.
- unutmamak
- O söz benim hatırımdan çıkmadı.
- verilmemek
- Emir çıkmamak. Maaş çıkmamak.
- yapılmamak, yürümemek
- Bu dairede işler kolay çıkmaz.
- yayılmamak
- Kuyudan pis kokular çıkmıyor ki.
- yayımlanmamak
- yeni yetişip satışa sunulmamak
- Çilek daha çıkmadı. Erik çıkmamış.
- yerinden oynamamak
- yetişecek ölçüde olmamak
- Bu kumaştan bir palto çıkmaz mı?
- yetkili birinin makamına iş için gitmemek
- (mecaz) harcamamak zorunda kalmamak
- Paradan çıkmamak.
- (sosyoloji) flört etmemek
- Sevim kimseyle çıkmadı.
Çekimleme
çıkmamak eyleminin çekimi
Zıt anlamlılar
Alt kavramlar
Deyimler
Türetilmiş kavramlar
Çeviriler