düşmemek

Merhaba, buraya düşmemek kelimesinin anlamını aramaya geldiniz. DICTIOUS'da düşmemek kelimesinin tüm sözlük anlamlarını bulmakla kalmayacak, aynı zamanda etimolojisini, özelliklerini ve düşmemek kelimesinin tekil ve çoğul olarak nasıl söylendiğini de öğreneceksiniz. düşmemek kelimesi hakkında bilmeniz gereken her şey burada. düşmemek kelimesinin tanımı, konuşurken veya metinlerinizi yazarken daha kesin ve doğru olmanıza yardımcı olacaktır. XXX'in ve diğer kelimelerin tanımını bilmek, kelime dağarcığınızı zenginleştirir ve size daha fazla ve daha iyi dilsel kaynaklar sağlar.

Türkçe

Eylem

düşmemek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi düşmez) düşmek -er

kütle çekiminin tesiriyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmemek
durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini kaybederek yukarıdan aşağıya inmemek
yere devrilmemek/serilmemek
(havacılık) hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmamak
vücuda bol gelen elbisenin aşağı kayması
yağmamak
değmemek, rastlamamak, vurmamak
vakti gelmeden ölü doğmamak
atlanmamak, aradan çıkmamak, eksik kalmamak
eksilmemek
aşırı ilgi veya sevgi göstermemek
uğramamak, kapılmamak
yakışmamak, uygun gelmemek
yakışık almamak
ödevi veya yetkisi içinde bulunmamak
bulunmamak
biriyle yaşama, çalışma, birlikte olma durumunda kalmamak
bir bölüşme sonunda payına ayrılmamak
kötü bir sebeple istenmeden bir yerde bulunmamak
işbaşından uzaklaşmamak
hızı, gücü, değeri azalmamak
ateş, basınç, ısı v.s. eksilmemek, azalmamak
düşkünleşmemek
bir yere ansızın gelmemek, damlamamak, tesadüfen gelmemek
belirli zamana rastlamamak
fırsat çıkmamak
olmamak, olumsuz bir duruma girmemek
savaşta savunulmaz duruma gelerek teslim olmamak
bazı deyimlerde "yürümemek, birlikte gelmemek" anlamlarında kullanılan bir fiil
bayağılaşmamak
kötü yola girmemek
alışmamak, müptela olmamak
(mühendislik) telefon, sanal ağ v.s. alanlarda bağlantı kurmamak

Söyleniş

IPA(anahtar): ˈdyʃmemec

Heceleme

Heceleme: düş‧me‧mek

Karşıt anlamlılar

düşmek, kalkmamak

Çeviriler

Örnekler

Havada uçan kuşa ateş ettiyse de yere düşmedi.
Çocukken dengeyi kaybetmeme rağmen ağaçtan düşmemiş, ama çok korkmuştum.
Çocuk koşarken yere düşmedi.
Uçak gösterisinde uçaklardan ikisi çok yakından geçti, çarpıştı zannettiler ama uçaklar düşmedi.
İsviçre'de o dağlara ancak Temmuz'da kar düşmez.
Adama ince uzun bir adam gelip "Gölgenizi satar mısınız?" dedi. Adam da uzun adama gölgesini satıp o da onu bir rulo hâlinde sararak götürünce bir de ne görsün? Yere gölgesi artık düşmüyordu!
Kargaşada başlayan sancılara rağmen Ayşe'nin çocuğu, Allâh'a çok şükür düşmedi.
Kitabın yeni baskısında buradan tek bir kelime düşmülmemiş.
Gündelikleri buna rağmen düşmemiş, iş şartları da aynı kalmıştı.
Sen bu işin üstüne çok düşmedin, ondan öyle oldu.
Kadınlar yeni bir daha telaşa, heyecana, korkuya düşmediler.
Bu resim buraya iyi düşmedi.
Medeniyetin zorlamaları karşısında bir ayıklamayı başarabilmek sana düşmez.
Bana arada bakkaldan bir şeyler almak dahî düşmüyordu.
O kahve, iskelenin karşısına düşmez.
O asker, benim bölüğüme hiç düşmemişti.
Mirastan ona hiçbir şey düşmedi.
Çocuk yaşta mahkemelere düşmemek normal değil mi?
Kabine düşmedi.
Arabanın hızı, fren yapmasına rağmen düşmedi.
Paranın değeri düşmedi.
İki gün içinde ateş düşmeyince nihayet akıllanıp doktora gidiverdi.
Babam balıkçı amma hiçbir zaman düşmemiştir.
Aralarına hiç düşmemiş.
Babasının Sütlüce'de yeni bir ev alması o tarihlere düşmez.
Bir kelepir düşmedi.
Esir düşmeyen askerler, sâlimen geri dönebildiler.
Şehit düşmeyenler gazi oldu.
Yorgun düşmeyince geceyi bilgisayarın başında geçirdi.
Hastalıktan sonra yine de zayıf düşmemişti.
Medine'nin düşmemesine sevindik.
Onun önüne düşme, arkadan vurur seni.
Düşmemiş kadınlar, o mahallede azdır.

Deyimler

adamına düşmemek
ağza düşmemek
aşka düşmemek
dalgaya düşmemek
dibi düşmemek
dört ayak üstüne düşmemek
hesaptan düşmemek

Köken

Eski Türkçe düş + -me + -, düşmeme + -k